Biraz memleket havası alayım dersin ya, Doğu Ekspresine bin ve git son durağa kadar, ciğerin memleket dolsun…
Ülkemin ortasından uzak bir sınırına ulaşmanın heyecanıdır kelimelerin titrek duruşu defterde. Memleket sevdasının en bilindik kalıp cümlesidir, Edirne’den Kars’a diye başlar ve yüksek heyecanla söylenir. Biraz da bu sevdadır bizi yollara düşüren, başlamak üzereyken yeni bir yıla. Neresinden tutsan hikayeler çıkan, neresinden baksan doğayı göreceğin, neresine dokunsan Anadolu hissedeceğin bir yolculuk.
19:28’de başlayan ilk hareket hayallere doğru uzanırken, istasyon istasyon memleket dersi verir. Öyle yerlerden geçer ki, okulda gördüğümüz coğrafya dersinin uygulamasını yaparız. Hocalarımızın anlatmadığı Divriği’nde akan Çaltı Suyunun güzelliğini, Kemah’a varana dek heybetli kanyonların büyüklüğünü keşfederiz mesela… Erzincan’ın köylerini, Erzurum’un dumanlı dağlarını da. Ne kadar çok tünel varmış, kimler yapmış, nasıl yapılmış bilemedik, tarih hocamız bahsetmedi bunlardan hiç. Şansızız… Belki onların büyük çoğunluğu yapmadı böyle bir yolculuk ve bilmiyorlardı işte. Biz bilmek ve görmek ve anlatmak için yoldaydık birazda.
2016 2017’ye geçerken biz kendimizden geçer gibiydik. Annemizin beşiği sallamasına benzer bir sallantıyla gidiyorduk katar katar. Zamanı saymayacaktık 24 saat boyunca, bakmak yasaktı saate.
Hüznü en görünür yanımızda tutarak baktık pencerenin camından, gözlerimize bol bol köyler bulaştırdık, ulaşmadığımız her ne varsa raylar döşedik oraya da gidelim diye. Devletçilik oyunu oynar gibi, bizi taşıyan trenin Türkiye kısmını Radyo ve Televizyonun başına ekledik, türküler dinledik türküler. Eşlik ettik bir kısmına, bazen çekmedi hiç bozulmadık kendimiz söyledik, yoldaydık, olurdu, kolay değil nerelerden geçiyorduk. Turnalar görmedik gökyüzünde ama birer turna olmuştuk sanki türkülerde söylenen…
Konu memleketse elbette başucu kitabımızda yanımızdaydı. Anlattıklarını aradık bakınca dışarı, biraz kavradık nasıl yazdığını, Bahar usulca fısıldadı kulağıma, aşk… Memleketimden İnsan Manzaraları’nı memleket yolunda okuduk durduk, devleşti gözlerimizde maviler, andık Nazım’ı…
Bütün manzaralarda güzeldir çayın tadı, manzaranız akıyorsa gözünüzün ucunda nasıldır peki? Biliyoruz artık o tadı, memleket kokusunu çekmek için içimize açtığımızda camı üşümedik değil ama çayımız vardı ya içeceğimiz, olsun, içtik doyasıya.
Mimarisi tren bekleyen sarı sarı istasyonlardan kaç tane geçtik, gördüklerimize selam verdik Ankara’nın batısından, selam aldık, selamlaştık, kucaklaştık, hasret giderdik.
Doğu Ekspresi ile yapılan yolculuğa dair ne varsa onu yaşamaya çalıştık, onu sığdırdık 24 saatin içine. Biraz memleket havası alayım dersin ya, Doğu Ekspresine bin ve git son durağa kadar, ciğerin memleket dolsun…
Comments